Sivilce, hem yağlı hem de kuru cilt tiplerinde ortaya çıkabilir; ancak cildin temizlenmesi ve iltihapların önlenmesi için çeşitli çözümler bulunmaktadır.
SİVİLCELERİ AZALTMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?
Sivilcelerin ortaya çıkma nedenleri oldukça çeşitlidir. Stres veya benzeri psikolojik etkenler bu durumu tetikleyebilir. Ayrıca, gözenekleri tıkayan bazı ilaçlar veya kozmetikler de sivilceleri artırabilir.
Kendi yöntemlerimizi denemek için internetten bilgi edinirken, bazı durumlarda durumu daha da kötüleştirebilecek bilgilerin yaygınlaştığına dikkat etmek gerekir.
Cildimiz sivilceler nedeniyle zarar görüyorsa, bir uzmana başvurmak en iyi yol olacaktır; çünkü sivilceler ciddi dermatolojik belirtiler olarak kabul edilmektedir.
SİVİLCELERLE ETKİLİ BİR ŞEKİLDE MÜCADELE EDİN
Sivilcelerle başa çıkmada etkili bir bileşen olarak salisilik asit öne çıkmaktadır. Bu bileşen, ciltteki ölü hücreleri ve sebumu temizleyerek gözeneklerin açılmasına yardımcı olur. Söğüt kabuğunda doğal olarak bulunan salisilik asidin, antibakteriyel özellikleri sayesinde iltihapla da savaştığı bilinmektedir.
Bazı durumlarda, gözeneklerin tıkanması sonucunda bakterilerin cilt altında birikerek kızarıklık ve iltihap oluşturduğu durumlardan kurtulmak için faydalı olabilir. Eczanelerde yüzde 0,5 ila 2 oranında topikal tedavi olarak mevcut olan salisilik asit, her ne kadar reçetesiz satışta bulunsa da bir uzmana danışılması önerilmektedir. Salisilik asidin, ciltte hafif bir tahrişe veya yanma hissine neden olabileceği unutulmamalıdır. Kullanım sırasında sunulan önerilere uyulmalı ve güneş ışınlarından kaçınılmalıdır.
SİVİLCELERLE MAVİ ASİTLERE YANIT VERİN: RETİNOİK ASİTİ DÜŞÜNMELİYİZ
Akne ile mücadele eden bir diğer bileşen ise retinoik asittir; bu, A vitamini türevi olarak bilinir. Genellikle sadece ciddi akne vakaları için doktordan reçete edilir ve sivilcelerin olduğu bölgelere lokal olarak uygulanması tercih edilir. Krem, jel veya losyon formunda bulunana retinoik asit, iltihapların oluşması için zemin hazırlayan odakların ortadan kaldırılmasına yardımcı olur.
Hem salisilik hem de retinoik asit, ciltte hassasiyete neden olabileceğinden, bu ürünleri kullanmadan önce küçük bir bölgede test etmek faydalı olacaktır.
Retinoik asidin kullanımı, cildin incelmesi ve güneş ışığına karşı daha fazla duyarlılık göstermesi sebebiyle Ekim-Mayıs ayları arasında sınırlandırılmalıdır.
Unutulmamalıdır ki, ilk uygulamalardan sonra yaşanan olumsuz durumlar korkutucu olmamalıdır; bu, tedavinin etkisini gösterdiğinin bir işareti olabilir. Zira asit, cildin kendisini temizleyerek ölü hücrelerden arınmasına yardımcı olmak üzere yüzeydeki bileşenleri ortaya çıkarma eğilimindedir.