Türk milletinin bağımsızlık direnişini dizelerinde ebedileştiren İstiklal Marşı, kabulünün 104. yılı dolayısıyla büyük bir heyecan ve onur ile anılmaktadır. Mehmet Akif Ersoy'un "Kahraman Ordumuza" ithafıyla kaleme aldığı bu eşsiz eser, 1 Mart 1921'de TBMM'de milletvekillerinin beğenisine sunulmuş ve 12 Mart 1921 tarihinde resmi olarak kabul edilmiştir. Osman Zeki Üngör’ün bestesi ile günümüze kadar yankılanan bu marş, ulusun hürriyet ve bağımsızlık tutkusunun en sağlam ifadesi olma özelliğini korumaktadır. Peki, "12 Mart ne anlama geliyor? İstiklal Marşı ne zaman ve nasıl kabul edildi?" sorularının yanıtlarına bakalım.

İSTİKLAL MARŞI NE ZAMAN KABUL EDİLDİ?
Bağımsızlığımızı simgeleyen İstiklal Marşı'nın resmi kabulü 12 Mart 1921 tarihinde gerçekleştirildi.

İSTİKLAL MARŞI KABULÜ KAÇINCI YILI?
Bu yıl, Mehmet Akif Ersoy'un eserinin kabul edilişinin 104. yılı kutlanmaktadır.

İSTİKLAL MARŞI TARİHİ
Ünlü şair Mehmet Akif Ersoy'un yarışmaya katılma kararı almasının ardından herkes tarafından heyecanla beklenen şiir, sadece on gün içerisinde tamamlandı ve 17 Şubat 1921 tarihinde Sebilürreşad dergisinin ilk sayfasında "Kahraman Ordumuza" başlığıyla yayımlandı. 1 Mart 1921'de, başkanlığını Mustafa Kemal Atatürk'ün üstlendiği Meclis toplantılarında, İstiklal Marşı şiiri, elemelerden geçen son altı şiirle birlikte Meclis'in oylamasına sunuldu.
Hamdullah Suphi Bey'in kürsüde okuduğu ve Atatürk'ün "Bu marş, bizim devrimimizin ruhunu anlatır" şeklinde ifade ettiği İstiklal Marşı, resmi olarak 12 Mart 1921 tarihinde kabul edildi. Marş, kabul edildikten sonra İngilizce, Almanca, Fransızca, Macarca ve Farsça dillerine çevrilerek, hem yurtiçinde hem de yurtdışında dağıtıldı. Mitinglerde ve sıralanan törenlerde halkın manevi ruhunu kuvvetlendirmek amacıyla okunmaya başlandı.
Mehmet Akif, yarışmadan kazandığı 500 liralık ödülü, maddi zorluklarına rağmen yoksul kadın ve çocuklara iş imkanı sağlayan Darülmesai vakfına bağışlayarak projenin faydasını artırmayı hedefledi. Bu durum, kendisinin İstiklal Marşı'nı maddi kazanç için yazdığı yönündeki düşüncelerden duyduğu kaygının örneği niteliğindedir.

İSTİKLAL MARŞI SÖZLERİ 10 KITA
Korkma, bu şafaklarda sönmez yüce bayrak;
Yurdumun üstünde tüten ocak, sönmeden asla.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir yalnızca.

Çatma, kurban olayım senin gözbebeğin ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül… ne bu şiddet bu celâl?
Sana, dökülen kanlarımız helâldir, kabul et;
Bu hak, Hakk’a tapan milletime aittir bağımsızlık.

Ben ezelden beri özgür yaşadım, özgür de yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vurduracak, şaşarım!
Kükremiş sel gibi olduğum için; bendimi çiğner, geçerim;
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garb'ın bütün kenarlarını sarmışsa çelik zırhlı duvar;
Benim iman dolu göğsüm gibi bir serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir inancı boğar,
"Medeniyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları sokma sakın;
Gövdenden siper et, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın…
Belki yarın… belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme, tanı;
Altındaki binlerce kefensiz yatanı düşün.
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır atanı;
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
Şühedâ fışkıracak, toprağı sıksan şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.

Ruhumdan, İlâhî, yalnızca budur emelim:
Değmesin ma'bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!
Bu ezanlar-ki şehâdetleri dînin temeli,
Ebedî yurdumun üstünde benim sürekli inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder – varsa – taşım;
Her damarımdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruhum, mücerred gibi yerden na’şım;
O zaman yükselerek Arş’a değer, belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl;
Dökülen kanlarım helâldir artık hepsi.
Sonsuza dek sana yok, ırkıma yok izmihlâl:
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!
MEHMET AKİF ERSOY
