Doç. Dr. Ayşe Sağmak Tartar, AIDS’in immün yetmezlik virüsünün neden olduğu edinsel bir bağışıklık yetmezliği sendromu olduğunu, hastalığın cinsel yolla, kan yoluyla ve anneden bebeğe bulaşan bir hastalık olduğunu söyledi.
Yeni geliştirilen ilaçlar sayesinde AISD hastalığının artık kronik bir hastalık özelliği kazandığını, bu hastaların uzun yıllar sağlıklı bir şekilde yaşamlarına devam edebildiklerini dile getiren Tartar, buradaki en önemli kısmın hastaların düzenli takip ve tedaviyi almaları olduğunu söyledi.
Tartar, bu hastalıkta kontrol ve önlemin tedaviden daha önemli olduğunu, hastalığın bulaşma yolları hakkında halkın bilinçlendirilmesi gerektiğini, bu hastalığın en önemli bulaşma yolunun cinsel yolla olduğunu, bu noktada tek eşlilik, riskli cinsel ilişkilerde kondomun uygun ve de doğru kullanılmasının çok önemli olduğunu, anneden bebeğe de bulaşan bir hastalık olduğunu bunu önüne geçebilmek için mutlaka gebelik sırasında en az bir kez HIV testi yapması gerektiğinin altını çizdi.
Tartar, AIDS’in kan yoluyla da bulaşan bir hastalık olduğunu, kan transfüzyonu sırasında Kızılay’ın gerekli taramaları yaptığını ve riskli kişilerden kan kabul etmediğini, ancak sağlık personeline yanlışlıkla iğne batması sonucunda kan yoluyla bulaşabildiğini, ayrıca damar içi madde kullananlarda ortak enjektör kullanımı ile bulaşma riskinin yüksek olduğunu dile getirdi.
Tartar, 2019 yıkında 4000 vaka tespit edildiğini 2020 yılına gelindiğinde vaka sayısının 2122'ye düştüğünü ancak 2020 yılının COVİT-19 pandemisinin yaşandığı bir yıl olduğu için, hastaneye başvuru oranlarının azaldığını söyledi.
Pandemi nedeniyle kontrollerin yeterli yapılmadığı bir yıl olmasından dolayı vaka sayısın düşük olduğu tespitinde bulunan Tartar, diğer önemli bir konunun da AIDS’li hastalarda ayrımcılığın önüne geçmek olduğunu, tanı almış hastaları toplumdan dışlamamamız gerektiğini sözlerine ekledi.
Tartar, Fırat üniversitesi Hastanesinde gerek HIV pozitif hastaların gerekse AIDS gelişmiş hastaların başarıyla takip ve tedavilerinin yapıldığını söyledi.