Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Özgür Özel, maden kazasında hayatını kaybeden iki işçinin ailelerine taziye ziyaretinde bulunmak ve çeşitli incelemeler yapmak üzere Elazığ'a geldi. 

Ziyaretleri öncesinde CHP İl Binasında basın açıklaması yapan Özel, Elazığ ve Ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in açıklamalarından satırbaşları şöyle: 

"MADEN OCAKLARI HALE GÜVENLİ DEĞİL"
"Biz bugün Elazığ ziyaretimiz kapsamında Palu'ya da gideceğiz. Palu'da Salih Yıldırım ve Adem Yıldız, iki maden işçisi kuzen doğru tedbirlerin alınmadığı, insan taşınmaması gereken vagonun bir parçasının kopmasıyla hayatlarını kaybettiler. Ben, Soma Maden faciasından önce, Soma'da madencilerin tehlikeye dikkat çeken ve adeta yaklaşan bir faciadan bizi kurtarın çığlıklarını meclis kürsüsünden ifade etmiştim. Bir komisyon kurulursa Soma'daki madenlerin incelenmesi gerektiğini, Soma'da büyük bir felaketin yaklaşmakta olduğunu söylemiştik. Maalesef o gün komsiyona iktidar partisi üyeleri hayır oyu vermişti. 22 gün sonra aynı komisyonun kurulmasını hep beraber kabul ettik. Çünkü arada Soma maden faciası yaşandı. Daha sonra Ermenek'te, Zonguldak'ta, Şırnak'ta, Türkiye'nin dört bir yanında ciğeremizi yakan facialar yaşanmaya devam ediyor. Şunu ifade etmek isterim; 2014 yılında 301 madencimizin madene inerken güvenlikleri ne kadar vardıysa bugün de madenler o kadar güvenlidir. Etkin bir denetim yoktur. Türkiye'deki madenlerde çalışan yüzbinlerce kişi günde 3 vardiye ölüme inip çıkmaktadırlar."

"CHP'Lİ BELEDİYELER ÜZERİNE DÜŞEN GÖREVİ YAPIYOR"
"24 Ocak 2020'de meydana gelen depremde 37'si Elazığımızda 4'ü Malatyamızda hayatını kaybeden 41 canımızı bir kez daha anmak, acılı ailelerine başsağlığı bir kez daha iletmek gerekiyor. Deprem Elazığ'a çok acılar yaşattı ama bütün Türkiye'yi de omuzundan tutut ve salladı. Dedi ki; Bir deprem gerçeği var. Herkesin dephrem gerçeğini bilmesi, bütün yöneticilerin bu konuda ne yapması lazım? Biz CHP olarak elimizde bulunan 11 büyükşehir belediyelerinde bu konuda yaklaşmakta olan büyük depremlere karşı belediyelerimize eylem planlarını hazırlamalarını, üzerlerine düşeni yapmasını ve merkezi otoriteyi bu konuda zorlamalarını dikkatle takip ediyoruz. Bu konuda genel yönetimini de uyarmak, bilimin öncelenmesini, insan hayatının rahta kurban edilmemesini, istenen bir takım değişikliklerle daha yüksek katların yada riskli bölgelere verilecek çok katlı imar planlarının nelere mal olabildiğini hep birlikte yaşadık. Bu konuda bir kez daha kamuoyunun dikkatini çekiyoruz." 

"SORUMLULUKLARI BAŞKASINA ATMAK OLMAZ"
"8 Bin deprem konutunun teslim edildiği Elazığ'da Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı konuşmada maalesef ölümlerden Cumhuriyeti, Cumhuriyetin kurucu kadrolarını sorumlu tutacak kadar gaddarlaştı. Biz bu dilden ne amaç ediliyor, ne murad ediyor gerçekten merak ediyoruz. 'Türkiye özellikle Cumhuriyet dönemindeki plansızlıkların, ihmallerin, rant hırsının neticesi olarak afetlere karşı güvenli bir altyapı kuramamıştır' diyor. Sanki iktidarı 15 gün önce İsmet Paşa'dan devralmış gibi konuşuyor. Bu ülkeyi 20 yıldır yönetiyorsunuz. İstanbul'u 25 sene siz ve sizin atadıklarınız yönetti. Ankara'yı 25 sene sizin atadıklarınız yönetti. 20 yıl oldu siz Türkiye'de bütün yetkilerle donatılmış Başbakan, Cumhurbaşkanı, sizin atadığınız valiler 19 yıldır görev yapıyor. Ama sanki Türkiye'yi düne kadar İsmet Paşa veya Kemal Kılıçdaroğlu yönetiyormuş gibi kendini bir sorumluluktan arındıran ve kendini iktidardayken muhalefete çeken bu samimiyetsiz yaklaşımı Elazığ'dan bir kez daha şikayet ediyoruz. Böyle bir şey olmaz. Bu kadar uzun bir iktidar kimselere nasip olmadı. Bu iktidarın verdiği nimetlerden yararlanıp, ünvanları kullanıp sonra tutup da sorumlulukları başkasına atmak olmaz."

"ELAZIĞ'IN KENDİNE ÖZGÜ ŞİKAYETLERİ VAR"
Elazığ'ın sorunları, Türkiye'nin sorunlarından bağımsız değil ama Elazığ'ın kendine özgü de şikayetleri var. Bunu burada dile getirmek boynumuzun borcu. 30 milletvekilimiz geldiler, ziyaretler yaptılar. Etkin bir rapor yazdılar. İl Başkanlığımızdan aldığımız raporlar, sahada temas ettiğimiz Elazığlılıar şunu söylüyor; Deprem sonrası bir hak sahipliği belirsizliği vardır. Yapılan deprem konutlarında kimin hak sahibi olduğu, hak sahibi görünmeyenlerin mağduriyetleri vardır. Şehir merkezinde evi yıkılmış olanlara şehir dışında ev teklif ediliyor, şehir dışında oturtmaya zorlanıyor. Bunu kabul etmiyoruz diyorlar. Eski evlere yüzde 50'ye varan metrekare kayıpları var. Bu hak değildir. Kimse açıkta kalmayacak derken evin yarısını açıkta bırakan, metrekarenin yarısını alan bir anlayışı doğru bulmuyorum diyor elazığlılır. DASK ödemelerindeki sıkıtınların halen devam ettiğini işaret ediyorlar. Köylerde yapılan evlerin köy şartlarından bihaber yapıldığını, kümesin, ahırın, köyün, kırsal yaşamın gerekliliklerinin karşılanmadığını ifade ediyorlar. Hasarlı evlerin yıkımı sırasında komşulara, kamunun ortak kullanım alanlarına, yıkımları yapanların bu konudaki uzmanlıktan ve alınması gereken tedbirleri almadığı için zararlar verebildiğini söylüyorlar. Elazığ düştüğü yerden kalkacak. Yiğit düytüğü yerden kalkar. Ama Elazığ düştüğü yerden kalkarken, Elazığ'da Cumhurbaşkanı depremden hemen sonra inşaat müjdelerken bunu yüzde 95'i Elazığ dışı iş insanlarına bu inşaatı müjdeliyorlar. Bu yıkımdan Elazığ ayağa kalkacaksa inşaat sektörüyle çivisini Elazığ'ın nalburundan almayan, boyasını Elazığ'ın dışından getiren, mühendisini, işçisini çoğunlukla Elazığ dışından getiren, araç parkına koyduğu mazotu bile Elazığ dışından getiren müteahhitlerin olduğu bir gerçeklikle, Elazığ'ın iş insanlarının dışlandığı bir süreç yaşanıyor burada. Bunu da doğru bulmuyoruz,"

SEÇİM BARAJININ DÜŞÜRÜLMESİ
"Biz, 1987'de Refah partisi baraj altında kalırken baraja kayşıydık. 1995'te MHP baraj altında kalırken de baraja karşıydık. 2002'de Doğru Yol Partisi, ANAP, MHP baraja takılırken de baraja karşıydık. Bugün de baraja karşıyız.Gelin barajı indirin. Sıfır derseniz sıfır. Sıfır olamıyorsa bir yapın. Ama bu baraja Adalet ve Kalkınma Partisi kendi parti kurduğunda barajları kaldıracağız diyordu, geldi barajlardan istifa etti, YÖK'ü kaldıracaktı YÖK'tan istifa etti. Şimdi küçük ortak yüzde 6'ya düşmüş, barajı 7 mi yapalım 5 mi yapalım diye düşünüyorlar. 7 yapsak MHP geçebilir mi? Yok geçemeyecek, yüzde 5 mi yapsak. Yüzde 1 yapın kardeşim. Barajı tamamen kaldırın. Elinizi tutan mı var. Yıllardır söylüyoruz. Siz Refah Partisiyle baraja takılırken de biz baraja karşıydık. Ama dünün mağdurları, bugünün mağdur edenleri olduktan sonra barajdanda bu şekilde istifa etmemeleri son derece normaldir."