Nasrallah'ın Vefatı: Gelecek Ne Getirecek?

İsrail'in, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ı öldürmesi bölgede büyük bir şok etkisi yarattı.

Hamas ve Hizbullah'ın üst düzey komutanlarını hedef alan İsrail ordusu, bugüne kadar birçok direniş liderini ortadan kaldırdı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 27 Eylül tarihinde Birleşmiş Milletler'de gerçekleştirdiği konuşmada, İsrail'in saldırganlığına karşı süregelen direnişe yönelik tehditlerde bulunmuştu.

Beyrut'ta gerçekleştirilen saldırı, Netanyahu'nun BM Genel Kurulu'nda protesto edildiği bir sırada meydana geldi. İsrail ordusu, Hasan Nasrallah'a yönelik gerçekleştirilen saldırının uzun zamandır planlandığını bildirdi.

Nasrallah'ın öldürülmesinin ardından, Hizbullah'ın yeni liderinin kim olacağı ve İsrail'e karşı direnişin nasıl şekilleneceği konusunda çeşitli spekülasyonlar gündeme geldi.

Örgütün başına Haşim Seyfettin'in geçmesi beklenirken, bölgedeki siyaseti yakından takip eden uzmanlar, İsrail’in yeni bir yayılma sürecine girmesinin mümkün olduğunu, İran’ın ise radikal kararlar alma ihtimalinin bulunduğunu ifade ediyor.

İran'ın dini lideri Ali Hamaney, Nasrallah'ın kanının yerde kalmayacağı mesajını verdi. Ancak, son birkaç ayda İsrail'in Hizbullah’ın kritik pozisyonlardaki isimlerini hedef almasının, örgütün hareket kabiliyetinde değişikliklere yol açabileceği belirtiliyor.

Nasrallah'ın ölümüne ilişkin en dikkat çekici açıklamalardan biri, İran'ın reformist Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’dan geldi. Pezeşkiyan, bu saldırıda ABD'nin rolünün göz ardı edilmemesi gerektiğini, emrin New York'tan verildiğini ifade etti.

ABD Başkanı Joe Biden, Nasrallah'ın öldürülmesinin ardından İsrail'e destek vermeye devam ettiğini teyit etti. Biden, Nasrallah’ın öldürülmesinin Amerikalı, İsrailli ve Lübnanlı siviller için bir adaletin sağlanması adına önemli bir gelişme olduğunu dile getirdi.

7 Ekim’den bu yana İsrail’e olan desteğini sürdüren ABD, askeri yardımlarına devam ettiğini açıkladı. Ancak, Nasrallah'ın öldürüldüğü saldırıda ABD füzeleri kullanıldığı iddialarına yönelik ordu yanıt vermekten kaçındı.

Öte yandan, İsrail’in, Amerikan hükümetinin durmaksızın sağladığı askeri ve siyasi desteği arkasına almadan bu kadar emin adımlarla ilerlemesi oldukça zor görünmektedir. Netanyahu yönetiminin, Gazze ve Lübnan'da sivil katliamlarına devam edeceği aşikar.

Yüksek düzeydeki askeri liderlerini kaybeden “direniş cephesi”nin, İsrail’i durduracak potansiyeli yeniden elde edip edemeyeceği ise belirsizlik taşımaktadır.

Çünkü dünyadaki, özellikle Batılı ülkelerin, birkaç kınama mesajı dışında İsrail'in saldırganlıklarına engel olmaya pek istekli görünmediği ifade ediliyor.