Diyarbakır'ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos günü kaybolan 8 yaşındaki Narin Gürgen için arama çalışmaları sonsuz bir çaba ile devam ediyor. Yaklaşık 15 gündür geniş bir alanda yapılan arama faaliyetlerinden henüz bir sonuç elde edilememiştir.

Aramalar, 2 bin personel, iki helikopter, 48 drone ve 9 kokuya duyarlı köpekle birlikte 55 kilometrekarelik bir alanda sürdürülmektedir. Bugüne kadar 24 dalgıç ile 5 dere, 3 gölet, 18 su kuyusu ve 24 kilometre uzunluğundaki su kanalı üzerinde arama yapılmıştır. Arama çalışmaları çerçevesinde yeraltı görüntüleme cihazları da kullanılmıştır. AFAD ekiplerinin katıldığı arama çalışmalarında, yeraltı görüntüleme cihazıyla belirli alanlara lazer tutarak görüntü incelemeleri gerçekleştirilmiştir.

Ancak tüm çabalara rağmen Narin Gürgen’e dair herhangi bir iz keşfedilememiştir.

Soruşturma ne aşamada?

Narin Gürgen'in kaybolmasıyla ilgili olarak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma da devam etmektedir.

Soruşturma kapsamında jandarma bünyesinde kriminal, istihbarat ve sorgu uzmanlarından oluşan özel bir ekip oluşturulmuştur. Ayrıca 47 ev ile 22 metruk bina üzerinde arama yapılmış, bölgedeki çok sayıda güvenlik kamerası incelenmiştir.

Jandarma Genel Komutanlığı'ndan Diyarbakır'a gönderilen uzman ekipler birçok kişiyi çapraz sorguya almıştır.

Bugüne kadar 8'i şüpheli, 58'i tanık olmak üzere toplam 66 kişi sorgulanmıştır. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü de Narin ile ilgili izleri takip etmek amacıyla özel bir ekip oluşturmuştur.

Amcası neden tutuklandı?

Narin Gürgen'in kaybolmasının ardından çok sayıda kişiyi sorgulayan özel ekip, aile bireylerini de incelemeye aldı. Narin Gürgen'in kaybolmadan önceki kıyafetlerinden alınan örnekler ile köy muhtarı olan amcası S.G.'nin aracından alınan DNA örneği karşılaştırılmıştır. Bu durumun ardından amca S.G. gözaltına alınmıştır.

Yapılan araştırmada amcanın Narin kaybolduktan 15 dakika sonra mahalleden ayrıldığı ve telefonunun bir saat boyunca kapalı kaldığı tespit edilmiştir. İfadesinde soruların çoğuna "bilmiyorum", "hatırlamıyorum" şeklinde cevap veren amca S.G., aracında bulunan DNA izleriyle ilgili sorgu ekibini tatmin edecek bir bilgi verememiştir. S.G. daha sonra çıkarıldığı adli merciler tarafından "kasten öldürme" ve "hürriyetten yoksun bırakma" suçlamalarıyla tutuklanmıştır.

"Muhtemelen bilinci kapalı olarak araca bindirildi"

S.G.'nin "cinayet" iddiasıyla tutuklanması kamuoyunda tartışmalara yol açmıştır. Adalet Bakanlığı yetkilileri, S.G.'nin aracında bulunan DNA örneğinin Narin'e ait bir sıvı örneği olduğunu belirtmektedir. Bakanlık, Narin'in muhtemelen bilinci kapalı bir şekilde araca bindirildiğini ve sıvı örneğinin de bu şekilde bulaştığını düşünmektedir. Soruşturmacılar, bu durumun iddia edilen suçla ilgili yeterli bir kanıt olduğunu savunmaktadır.

"Tutuklama hukuka aykırı"

Gürgen Ailesi'nin avukatı Seda Toğrul, tutuklama kararını hukuka aykırı olarak değerlendirmektedir. Narin'e henüz ulaşılamamışken "kasten öldürme" iddiasıyla tutuklama yapılmasını eleştiren Toğrul, S.G.'ye yargısız infaz yapıldığını savunmaktadır. Kamuoyu baskısı nedeniyle karar alındığını düşünen Toğrul, "Narin'in ailesi büyük bir üzüntü içinde. Böyle bir iddiayı kabul etmiyorlar. Araçtaki DNA örneği ile WhatsApp yazışmalarını silmesi müvekkilin tutuklanmasına gerekçe gösterilmiştir. Bu tutuklama için yeterli somut delil de değildir" ifadelerini kullanmıştır. Ayrıca, Narin'in amcasının arabasına binmesinin olağan bir durum olduğunu belirtmiştir.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise amca S.G.'nin güçlü şüphe sebebiyle tedbir amaçlı tutuklandığını, ölen kişinin bedenine ulaşılamasa da hukuken böyle bir karar verilebileceğini ve bu yönde Yargıtay kararlarının bulunduğunu vurgulamıştır.

Köyde derin sessizlik

DW Türkçe'den Felat Bozaslan'ın haberine göre, Narin'in kaybolması nedeniyle tüm ekiplerin akın ettiği köyde, amca S.G.'nin tutuklanmasının ardından derin bir sessizlik hâkim olmuştur. Köyün giriş ve çıkışları jandarma ekipleri tarafından kontrol altına alınmıştır. Köye gelen her araç ve araçlardaki kişiler, kimlikleri sorgulanarak gönderilmektedir.

Köyde aramalar yapan ekipler ve gazeteciler dışında neredeyse kimse dışarı çıkmamaktadır. Dışarı çıkanların ise ağzını bıçak açmamaktadır. Tüm Türkiye'nin yanıtını merak ettiği soru ile ilgili belirsizlik de devam etmektedir.