HABER: VEDAT YETİK

AK Parti Elazığ Milletvekili Zülfü Demirbağ, Kanal Fırat Genel Yayın Yönetmeni Zeki Akbıyık'ın Gündem Programına konuk oldu.

Milletvekili Demirbağ, programda Ülke ve Elazığ Gündemine ilişkin soruları yanıtladı.

Milletvekili Demirbağ'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

25 BİN KONUT İNŞA EDİLİYOR
"Depremin ardından TOKİ tarafından yapılan inşa faaliyetleriyle Elazığ'da 25 Bin konut inşa ediliyor. Konutlar 1,5 sene gibi kısa bir sürede inşa edildi. Yeni konutlarla birlikte Elazığ'a hava aldıracak yeni bir kent oluştu. Şehri çepeçevre kuşatan konutlar özellikle pandemi döneminde vatandaşlara rahat bir nefes nefes aldıracak."

ELAZIĞ'DA NEDEN 2+1 KONUT YAPILDI?
"Depremin ardından o hengame ve yoğunluk içerisinde gıda, çadır, battaniye, giyecek teminleriyle günlerimiz geçti. Depremde hasar gören mahalleleri gezdik. Konteyner kentleri gezdik. 3 aylık süremiz böyle geçti. Bu arada Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hasar tespitleri yapılıyor. Yapılan tespitler bizim aklımıza gelmedi. Nüfus kayıtlarına, tapu kayıtlarına ve vatandaşların oturdukları ev dikkate alınarak belli oranlarda 2+1 yada 3+1 konut yapılması konusu aklıma gelmedi. Gündeme de gelmedi. Komisyon toplantılarında da gündeme gelmedi. Daha sonra ihaleler yapıldığında biz konuya vakıf olduğumuzda 'ne yapıyorsunuz?' diye sorduk. 'Anadolu'da 2+1 konut olmaz' dedik. 5 nüfuslu bir aileye 2+1 konut verilmiş. Önceden 3+1 evde oturuyor bu aile. Bu olmaz dedik."

YENİ PROJE HAZIRLADIM, YUKARIYA KABUL ETTİREMEDİM
"Ben inşaat mühendisiyim. Konut projelerinin nüfusa ve metrekareye göre yeniden düzenlenmesi konusunda bir çalışma yapılmasını önerdim. Bu konuda kendim bir çalışma yaptım. Yeni bir proje hazırladım. 5 ve üstünde nüfusu olan ailelere 3+1 konut yapalım dedim. Çok ısrarcı oldum. Ama olmadı. Adaletsizlik olur gerekçesiyle yukarıya kabul ettiremedim."

BANA 2+1 KONUT ÇIKSA KARA KARA DÜŞÜNÜRÜM
"Bana 2+1 konut çıksa, samimiyetimle söylüyorum; fevkalade rahatsız olurdum. TOKİ'ye sorduğumuzda 'Türkiye'de bütün illerde uygulamamız budur' cevabını verdiler. Ben 5 nüfuslu bir aileyim. Bana 2+1 konut çıksa ben kara kara düşünürüm. Moralim bozulur, huzursuz olurum. Huzurum kaçar. Rahat bir evde otururken gideceğim 2+1 bir evde sıkışacağım. Eski rahatı ve huzuru bulamayacağım."

DEVLET ÜZERİNE DÜŞENİ YAPTI
"Devlet üzerine düşeni yapmıştır. Şehir bir deprem geçirmiş. 20 Bin konut hasar görmüş. Her konutta ortalama  4 kişi yaşasa yaklaşık 100 bin kişi ediyor. Devlet, bu 100 Bin kişiyi acil olarak başını koyabileceği bir ev sahibi yapmam lazım diyor."

VATANDAŞA BAĞIRMADIM
"TBMM Deprem Araştırma Komisyonu heyeti Elazığ'a geldiğinde valilik önünde vatandaşlar sorunlarını anlatmaya gelmiş. Bazıları yüksek sesle sorunlarını anlatmaya çalıştı. 4-5 kişi bunu yapan. Bunu bilinçli olarak yaptılar. Diğerleri sessiz ve sakin konuşuyordu. Bir taraftan trafik var. Araçların sesi geliyor. Orada sesler yüksek olduğu için ben de sesimi duyurabilmek için ses tonumu yükseltmek suretiyle cevap vermeye çalıştım. 4-5 kişiden yüksek ses çıkınca ben de sesimi duyurmak için sesimi yükselttim. Bağırmak değil bu."

ELAZIĞ'DA AK PARTİ'NİN OYU DÜŞTÜ MÜ, ARTTI MI?
"Bizim milletimiz, olup biteni de liderini de partisini de verilen mücadeleyi de görüyor. Burada yapılan hizmetlerle ve genel duruşla bağlantı kurmak suretiyle değerlendiriyor. Şimdi burada 2+1 konutlardan dolayı ben de olsam rahatsız olurum. Ama devlet açısından baktığınız zaman, devlet diyor ki: Vatandaşımın arsasına karışmıyorum. O kendinin. Yaptığım konutu 18 sene vadeyle veriyorum. 2 sene sonra ödemeye başlayacak. Ödeyeceği taksit miktarı şu anda 600 Lira ise, 2 sene sonra düşecek 300 Liraya. 300 lira da ilkokula giden bir öğrencinin cep harçlığı. Devlet diyor ki benim vatandaşım açıkta kalmasın. Devlet olarak üzerime düşeni yapayım. Bunu yaparken de 2+1 ve 3+1'de yapılan genel uygulamadaki yanlışlıktan dolayı haklı olarak hemşehrilerimizin itirazları var. Bunda haklılar ancak burada ödemeleri, sahip oldukları konutları dikkate aldıkları zaman fevkalade rahatsız edici bir durum yok. Bunu oy olarak düşünmemek lazım. Derseniz ki bu süreçte AK Parti'nin artısı ve eksisi olmuş mudur? Ben eksisi olduğunu düşünmüyorum. Artısı da seçimlerde milletimizin takdirine kalmış bir şey.

HAK SAHİPLERİNİN YÜZDE 90'I KONUTLARDAN MEMNUN
"Yapılan konutlardan memnun olan da var, memnun olmayan da var. Ama memnuniyet oranı yüzde 80-90'dır. Geri kalan da kademe kademe. Daha az memnun olan var. Bir de memnun olmayan var."

TOPLU KURAYA TEPKİLER
"Keşke herkese kendi mahallesinde konut yapılsaydı. Keşke deprem mağduru olan herkese istediği yerde konut verelim. Ama öyle bir yer yok."

MALATYA'DA İNŞA EDİLEN İKİ KATLI KÖY EVLERİ
"
Malatya'da Pötürge'de ilk ihalede 200 küsür konut iki katlı yapıldı.Burada 200 hak sahibine arazinin eğiminden dolayı iki kat yapıldı. Daha sonra iki katlı yapmadılar."

SİNİRLİ BİRİ DEĞİLİM
"Ben şeker hastasıyım. Bir oturuşta yarım kilo, bir kilo tatlı yerim. Ama sinirli biri değilimdir. Beni arayanların yüzde 98'i sohbet eder gibi konuşuyorum. Vatandaşın sorunlarıyla yakından ilgileniyorum. Ama bazen öyle şeylerle karşılaşıyoruz ki akıl işi değil."

ANKARA BŞ. BELEDİYESİ KIZIMA KADRO VERMEDİ
"Ben Milletvekiliyim. Bana diyorlarki 'istediğin kişiye ulaşırsın, istediğin işi de yaparsın.'  Yok öyle bir şey. Benim kızım avukat. Mustafa Tuna döneminde Ankara Büyükşehir belediyesinde kızımın işe girmesi için söyledim. Bir iki ay sonra şirkete aldı. Sözleşmeli kadro olduğu halde kadro vermedi. Aradan zaman geçti Mansur Yavaş geldi. Mansur Yavaş döneminde 18 tane sözleşmeli kadroyu yeni yetme avukatlara verdiler. Bu da olabilir. Takdir başkanındır. Kızım kendi biriminde saygı duyulan biri. Kızım daire başkanına diyor ki 'ben burada düz işçi pozisyonundayım. Bana bir pozisyon versinler. Ben bir avukatım' diyor. Daire başkanı genel müdüre söylüyor. Genel Müdür kızımı çağırıyor. Diyor ki 'sen AKP milletvekilinin kızısın. Sana verecek pozisyonum yok. Ben sana temizlik işçisi kadrosu veriyorum. Bu adalet mi? Mangalda kül bırakmayan siyaset anlayışının davranışıdır bu. Eve geldiğimde kızımın gözleri doluydu. Durumu anlatınca ben de 'Git istifa et. Sen muhtaç değilsin' dedim. Gitti istifa etti. İki ay boş kaldı. Daha sonra TRT'nin sınavına girdi ve kazandı. Şu an orada düz eleman olarak çalışıyor."elazighaberajansi.com

HİÇ BİR SİYASİ KURUMDA YÜZDE YÜZ ADALET OLMAZ
"Hiç bir siyasi kurumda yüzde yüz adalet olmaz. Kurumları da devleti de idare edenler insandır. İnsan faktörünün olduğu yerde hata olur, iltimas olur, yanlışlık olur.
AK Parti'de hata oranı yüzde 30 ise diğerinde yüzde 70'tir. Ama AK Parti'de de vardır. Elazığ İl Özel İdaresinde, giden valimizi suçlama amacıyla değil, olan bir hadise için söylüyorum. Şimdi kalkıp il genel meclis üyelerinin çocuklarını almış. Bunun ne başında ne ayağında adalet var. Kamu kurum ve kuruluşları alacağı elemanları İŞ-Kur'dan kurayla veya belli şartlarla, liyakatla alsın. Mümkün mertebe adaletli ol, şeffaf iş yap. Mesela belediyeye 150 kişi İş Kur üzerinden kurayla alındı. Bu böyle olmalı. Bizim yanlışlarımız yüzünden fatura gidip Tayyip Erdoğan'a çıkıyor. Tayyip Erdoğan bunu hak etmiyor."