Eğik minare efsanesi

Zarif minareler, ihtişamlı kubbeler, büyüleyici kemerlerle bin yıl öteden gelen bir dinamizm ve haşmetin ruhu, Büyük Selçuklu sanat eserlerinde ve mimarisinde saklıdır. Selçuklu tuğla minareleri, adeta her coğrafyada farklı teknik özelliklere sahip birer mimari şaheser olmuştur. 

PAYLAŞ

Harput’ta bulunan tarihi Ulu Cami’nin eğik minaresi ise bu şaheserlerden biridir. Tuğlaların dizilim şekli hem eğik minareyi ayakta tutmakta hem de süsleme sanatında bütünlük ve sadeliği ön plana çıkarmaktadır.

Harput’ta eski Cami Kebir Mahallesi'nde 2000 metrekarelik bir alan üzerine kurulu olan Harput Ulu Camisi'nin yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir.

Harput Ulu Cami Anadolu’daki en eski Türk camilerindendir. Caminin minaresi eğri bir şeklide durmaktadır.
Kimilerine göre kalın gövdeli ve gittikçe daralarak inşa edilen bu minare bilinçli olarak eğri inşa edilmiştir, kimilerine göre ise bir deprem sonrasında minare eğri bir şekle dönüşmüştür. Caminin inşa kitâbesi yoktur. 

Avlunun kuzey kanadında, kemer ayağının üzerinde ve sivri kemer gözleri arasında duvardaki bir nişe gömülü on bir satırlık Arapça vergi kitâbesi ise yapıma ilişkin Artuklu Sultanı Kararslan bin Davud bin Sökmen bin Artuk tarafından 1156-1157 tarihlerinde yaptırıldığı bilgisini vermektedir.

Kitabede; "Besmeleden sonra, Allah'ın rızasını tahsil ve Allah'a yakınlaşmak kasdiyle bu binayı yaptıran ol bir kişidir ki, büyük Baş Buğ ve Emirdir. Alimlerin Efendisi, Cenab-ı Hak tarafından yardım görmüş, kuvvetlenmiş, dünyadaki bütün mücahitlerin muzafferi, Dinin medar-ı iftiharı Müslümanların en güzeli, İmamların zahiri, halkın ve devletin yardımcısı, halk arasında şan şeref sahibi, Ümmetin tacı, mülk sahiplerinin güneşi, Sultanların aziz ve şerifi, İslam askerlerinin şerefi, mücahitlerin yardımcısı, Allah'ı tanımayan ve şirk koşanların katili, şerefi göklerden alıcı, sultanların kılıcı, Emirlerin Efendisi, Çiftçilerin babası sıfatında olan Artuk oğlu Sokmanın oğlu, Davud'un oğlu Karaarslandır. Halifenin de yardımcısıdır. Allah onun saltanatını, tac-ü tahtını ve halkını daim ve baki etsin. Allah'ın laneti, Allah yolundan ve emrinden ayrılanların ve dönenlerin üzerine olsun." yazmaktadır.

Bu minarede süsleme amaçlı kullanılan tuğlalar genellikle kare, dikdörtgen ve kavisli plakalar halindedir. Minare üzerinde üç farklı motif göze çarpmaktadır.

Dikdörtgen tuğlaların yan yana dar yüzeylerinin gösterilerek dizilmesi ile minare tabanındaki süsleme motifi oluşturulmuştur.

Alttan ikinci süsleme ise üçgen kesilmiş tuğla parçalarının iç içe geçirilmesi ile oluşturulmuştur. En üstteki ve en güzel süsleme ise çiçek deseni görünümündeki tuğla parçaları ile bezenmiştir.

Eğik Minare Efsanesi
Harput Ulu Cami'nin eğik minaresi ile yanında bulunan yaklaşık 120 yaşındaki eğik dut ağacı efsanesi dikkat çekiyor. Efsaneye göre minarenin ve ağacın bir Kadir Gecesi secde ettiği ve o şekilde kaldığı anlatılıyor. Harput’la ilgili birçok efsanenin olduğunu belirten F.Ü Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi ve kalenin Kazı Başkanı Prof. Dr. İsmail Aytaç, “Ejderha Taşı ve Süt Kalesi efsanesi vardı. Bir diğer ise Ulu Cami minare ve dutla ilgili efsanelerdir. Efsaneye göre Kadir Gecesi'nde kalkan bir şahıs minarenin eğilip kalktığını görüyor. Sabah kalktığında da eğri olarak kaldığını ifade ediyor. Normalde bu yapılar düzgün yapılır ama zaman içerisinde çeşitli sebeplerle bu tür yıpranmalar oluyor. Tarihi kaynaklarda minarenin ne zaman eğri olduğuna dair arşiv kaynaklarında bilgi bulamadık.” dedi.

Kaynak: Çayda Çıra Dergisi

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN