Hükümetin terörle mücadeledeki kararlı duruşu ve etkin mücadelesi sonucu huzur ve güven ortamına kavuşan Doğu ve Güneydoğu Anadolu illeri, bir çok alanda olduğu gibi böcek ve bitki popülasyonu açısından ön plana çıkmaya başladı.

Bilim insanları ve araştırmacılar, bölgede bugüne kadar el değmemiş doğal bitki örtüsünü ve canlı varlıklarını araştırmak için bölge illerinde çalışmalar yürütüyor. Yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda ilkler de yaşanmaya başladı.

Fırat Üniversitesi araştırmacıları tarafından Tunceli kırsalında yürütülen çalışmalarda Dünya'da Irak'tan sonra ikinci kez bu bölgede görülen bir böcek tespit edildi.
Rhyparochromus Tisifone Linnavuori adı verilen böcek türü bilim dünyasına kazandırıldı.

IRAK'TAN SONRA TUNCELİ KIRSALINDA BULUNDU
Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Biyomühendislik Bölümü Öğretim üyesi, Entomoloji Uzmanı Prof. Dr. İnanç Özgen, yaptığı açıklamada, "Son 10 yılda Elazığ, Bingöl, Tunceli ve Malatya illerinde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde böcek faunası ve böcek çeşitliliğine yönelik önemli çalışmalar yürüttük. İtalyan Araştırmacı Prof. Dr. Paride Dioli ile beraber Heteroptera takımına ait örnekler üzerinde çalışmalar üzerine çalışmalarımızı yoğunlaştırmış bulunmaktayız. Tunceli ili Karşılar Mezrasında yapmış olduğumuz bir arazi çalışmasında Dünya'da Irak'tan sonra ikinci kaydı bu bölgeden tespit ettik. Örneğimiz Rhyparochromus Tisifone Linnavuori adlı bir türümüz. Bu böcek sokucu emici yapısına sahip zararlı bir böcek. Fakat hangi bitkide nasıl bir zarar verdiği ile ilgili çalışmalar detaylandırılması gerekiyor." dedi.

"ÜLKEMİZ FAUNASINA VE BİYOÇEŞİTLİLİĞE KATKI SAĞLADI"
Bu böcek türünün 1990 yılında Irak'ta Araştırmacı Linnovori tarafından tespit edildiğini belirten Özgen, "Bu örnek Galler'de Cardiff'te bulunan Entomolji müzesinde sergileniyordu. Orada Dr. Michel Wilson ile yaptığımız görüşmelerde bu örneğin fotoğrafını, özelliklerini bize gönderdi. Biz de bu örneği inceledik. Bu örneğin dişi örneğini ilk defa biz tespit ettik. Bazı morfolojik karakterlerini ortaya koyduk. Bacaklarıyla ilgili önemli karakterlerini ortaya koyduk. Özellikle dünya literatüründe bunun üçüncü bacaklarında bulunan rengin kahverengiye dönük bir renk aldığını bu çalışmayla tespit ettik. Bu böceğimiz fitofak bir zararlı. Yani bitkiyle beslenen bir zararlı. İnsan açısından herhangi bir zararı yok. Böceğimiz 8 mm civarında büyüklüğe sahip. Böcekle ilgili çalışmalarımız devam edecek. Bu böceğin Irak'tan sonra Tunceli ilinde bulunması oldukça önemli. Bu çalışmanın ülkemiz faunasına ve biyoçeşitliliğine katkı sunmasını temenni ediyorum" şeklinde konuştu.

"50'YE YAKIN TÜRÜ TÜRKİYE FAUNASINA KAZANDIRDIK"
Bölgede yaptıkları çalışmaların  biyoçeşitlilik açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İnanç Özgen, şunları kaydetti: "Biz sadece Elazığ'da değil, Tunceli, Bingöl ve Elazığ'ın çeşitli bölgelerinde böcek varlığını tespit etmek için hem zararlı böcekleri hem de doğadaki biyoçeşitlilik açısından değerli olan böcekleri tespit etmek amacıyla çalışıyoruz. Bu çalışmalar kapsamında 50'ye yakın türü Türkiye faunasına kazandırdık. Büyük bir varlık bizim için.  Biyoçeşitlilik anlamında bu çalışmanın ülkemiz faunasına önemli katkılar yapacaktır. Bunun dışında yeni türlerimiz var. Bu türümüz bu kapsamda önemli. Irak'la Tunceli'nin mesafesi çok uzak. Bu önemli bir bulgu. Tabi bu çalışmaları yapmak için yurt dışındaki araştırmacıların bilgi ve tecrübelerine ulaşmamız gerekiyor. Çünkü bu örneğin bir tanesi Galler'de. Tabi kişisel ilişkilerimizle bu böceğin örneğine ulaşabildik. Laboratuvarda bulunan Dr. Michel Wilson bir örneğinin fotoğraflarını, morfolojik karakterlerini bize gönderdi. Fakat zarar görmüştü. Holotipi dediğimiz yani ana örnek o laboratuvarda. Bizim bulduğumuz bu örneğin dişini muhafaza ettik. Dişisi ilk defa bizde var bu böceğin. İnşallah doğada yaşam alanları, doğada beslenme ilişkileri, doğadaki varlığı ile ilgili daha detaylı çalışmaları önümüzdeki çalışmalarla ortaya koyacağız. Ülkemiz gerçekten bu noktada önemli bir geçiş, kavşak noktası. Küresel iklimsel değişikliklerin belki etkisi olacak ama bu türleri ortaya çıkarmamız en azından envanterimizi ortaya çıkarma anlamında çok önemli. Tunceli ilinin de daha huzura kavuşmasıyla güzel çalışmaların detaylandırılmasını üniversitemiz açısından değerli buluyoruz. Rektörümüz Prof. Dr. Fahrettin Göktaş Hocamıza da  bize vermiş olduğu desteklerden dolayı teşekkür ediyoruz."

"HUZUR VE GÜVEN ORTAMINDA ÇALIŞIYORUZ"
Prof. Dr. Özgen, bölgenin huzur ve güven ortamına kavuşturulması sonucu bölgede çok rahat bir şekilde çalışma imkanı bulduklarını vurguladı.
Özgen; "Geçmişte araziye çıkarken temkinli yaklaşıyorduk. bunu söylemek gerekiyor. Ben yıllarca Güneydoğu Anadolu bölgesinde de çalıştım. Arazilere çıktık. Kendi bölgemize tabi tereddütle yaklaşıyorduk. Yani Tunceli'de bir arazi yapmanın zorluklarını bilerek. Fakat o kadar rahat ettik ki; son 5 yıllık süre içerisinde bu huzur ortamanın vermiş olduğu çalışma ortamıyla çok rahat bir şekilde arazimizi yaptık. İnşallah bu bölgedeki huzur ortamı hem biyolojik çalışmalara, fanusik çalışmalara, jeolojik çalışmalara önemli katkılar yapacağını düşünüyorum. Ülkemizdeki bu huzur ortamının tüm bölge insanına, tüm ülke insanına faydalı olduğunu düşünüyorum. Bu konuda yapılan çalışmalar da bizim çalışmamız açısından çok önemli. Bu çalışmaların artarak devam edeceğini düşünüyorum." ifadelerini kullandı.