Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Mağdur Odaklı Adalet buluşmaları kapsamında Elazığ'da düzenlenen tolantıya katıldı.

Bakanlık bürokratları, il protokolü ve yargı mensuplarının katıldığı toplantıda konuşan Bakan Gül, Adalat sistemin yapılan düzenlemeler ve yeni uygulamalar hakkında bilgiler verdi. 

Devletin esasının ve temelinin insanın her alanda eşit ve adil bir muamele görmesi ve mağduriyetinin giderilmesi olduğunu vurgulayan, bu çerçevede ceza ve adalet sistemine yönelik çok yoğun bir çalışma sürdürdüklerini kaydetti. 

 Bakan Gül, şöyle konuştu: 

"MAĞDUR ODAKLI ANLAYIŞI KONUŞUYORUZ"
"Ceza, adalet sistemine yönelik çok yoğun bir çalışmayı sürdürüyoruz. Ceza adalet sisteminin ana sütunlarından birisi mağdur odaklı anlayışı konuşuyoruz. Buradaki fikir alışverişleri bizim için çok kıymetli. Bir suçun mağduru olan vatandaşımızı adliyede yalnız bırakmamak adına daha ne yapabilirizi konuştuğumuz bu toplantıda çok önemli sonuçlar ortaya çıkacaktır. Vatandaşımızı derdiyle baş başa bırakmayan, adliyede baş başa kendisiyle bırakmayan bir sistemi inşa etmek için çalışıyoruz. Bize göre devletin esası da temeli de insanın her alanda eşit ve adil bir muamele görmesi ve mağduriyetinin giderilmesidir.  Bir devleti ayakta tutacak olan yegane şey, mağdurun elinden tutma, mağdurun gözyaşını silme ve adaleti tesis etmedir, insanı yaşatmaktır. İnsan yaşarsa devlet yaşar.  Tüm bu çalışmalarda işte bu uygulamaları yerinde görmek, birlikte müzakere etmek, daha iyi olması için neler yapılması gerekiyorsa bunları ince ince çalışmak üzere bu toplantıları icra ediyoruz." 

"YOLUMUZ İNSANI, HUKUKUNU, HAKKINI KORUMAKTIR"
"Biliyoruz ve inanıyoruz ki Türkiye'nin yolu hangi inançtan, hangi düşünceden, hangi yaşam tarzından, hangi etnik kökenden olursa olsun her insanı eşit gören, her insanı haklarıyla saygın gören ve onun hakkını, hukukunu en güçlü şekilde koruyan ve geliştiren bir yoldur. Yolumuz bu anlamda insanı, hukukunu, hakkını  korumak, geliştirmektir. Tüm bunları yaparken Aliya'nın dediği gibi biz savaşı düşmana yenildiğimizde değil, düşmana benzediğimizde kaybederiz. Daha önce yaşanan mağduriyet vakaları, daha önce yaşanan vesayet girişimleri, aktivizimler, güçtemelküzleri, mağrurluk bizim için hiç bir zaman ölçü olamaz, kriter olamaz. Onlar da yaptı, daha önce böyle olmuştu diyemeyiz. Onların yaptığı şeye bizler de benzersek o zaman oradan hiç bir farkımız olmaz. Düşmana benzediğimiz zaman yenilmiş oluruz. O yüzden düşmana ne zaman benzersek kaybedeceğimizi unutmadan, daha önce bu topraklarda hangi yanlışlıklar varsa, o yanlışlıkları bir daha tekrarlamamak ve bir daha meydana gelmemesi için her türlü tedbirleri almak hepimizin ortak görevidir, ortak sorumluluğudur. Bir topluluğa olan kin, olumsuz bakış yine hiç bir zaman bizleri adaletten ayırmaması lazım. Bir insana, düşüncesine, yaşam tarzına, inanışına ya da bir topluluğa olan farklı bir bakış açısı bizi adaletten ayırmaması lazım. Bu bakış açısı, bizim temel rotamızdır, temel anlayışımızdır. Bu anlayışla da emin adımlarla yolumuza devam ediyoruz." 

"ADLİYENİN KAPISI VATANDAŞ İÇİN DAİMA HUZUR VE GÜVEN VERMELİDİR"
"İnsan sosyal bir varlıktır. Sosyal ilişkilerini de insanlarla, iyi iletişimlerle ayakta tutar ve geliştirir. Bu iletişimin sağlıklı ilerleyebilmesinin ön koşulu da yine hukuka bağlılıktır, hukuktur. Vatandaşımız hukuka aykırı bir muameleye başbaşa kaldığında da yine mağduriyetinin giderileceğine şeksiz, şüphesiz inanmalıdır. Bunun için durmadan tüm kurumlarımızla çalışmaya devam ediyoruz. İnsanımız bir korkuya, bir kedere, bir suça maruz kaldığında bu hukuksuzluğun hızlı ve adil bir şekilde yargı tarafından hesabının sorulacağını bekler. Yargı adaleti insanımızın sığınacağı en son limandır, en son çaredir. Edirne'den Kars'a kadar 84 milyon vatandaşımız bu hakkına kavuşacağına yönelik hiç bir şüpheyi duymamalı, taşımamalıdır. Dolayısıyla mağdur hakkı endişenin ve kaygının ortadan kaldırılmasıdır. Bunu da en iyi yapacak olan sizlersiniz. Unutmayın ki sizler vatandaşımız için bu anlamda onlar için devletin gülen yüzü, devletin insanı tutan, yaşatan o kıymetli eli sizlersiniz. Bütün kurum ve kurum görevlileri olarak sizler vatandaşla kucaklaşan kurumlarsınız. Vatandaşımız da size bu gözle bakıyor. Mağduriyetini giderecek kurum ve kişiler olarak bakıyor. İşte bu vatandaşımızla daima kucaklaşmak, samimiyeti ve özveriyi ortaya koymak sizin en temel vazifenizdir. Bu konuda da adliyenin kapısı vatandaş için daima huzur ve güven vermelidir. Başıma ne gelirse gelsin burada bir devlet var, adalet var ve ben adalete kavuşacağım inancını verebiliyorsak o zaman hukuk devletini inşa etmişiz demektir. Bunu bir an olsun eksikliğini vatandaşımıza hissettirmememiz lazım."


"YARGI REFORMUNU 2023'E KADAR BAŞARIYLA UYGULAMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
"Bildiğiniz gibi genel itibariyle hep ceza adaleti sanık odaklı yoğunlaşmıştır. Bu elbette doğru ve önemlidir. Savunma hakkı da kutsaldır ancak mağdur hakkı özellikle son zamanlarda yoğun bir şekilde gündeme gelen çok önemli bir başlıktır. Mağdurun bu anlamda merkeze aldığı, mağdur odaklı çalışmalar da çok kıymetlidir. Elbette sanığın mahkum edilmiş olması bu anlamda mağdurun çoğu zaman tatminini de sağlamıyor. Mağdurun maruz kaldığı eylemin sonuçlarının da ortadan kaldırılması ayrıca bir ödev olarak durmaktadır. Bu çerçevede mağdur odaklı onarıcı adalet yaklaşımlarımızı Sayın Cumhurbaşkanımızın kamuoyuna açıkladığı yargı reformu strateji belgeleriyle de milletimizle paylaştık. Bunları da adım adım 2023'e kadar başarıyla uygulamaya devam ediyoruz. Elbette bunu da yaparken güvencimiz sizlersiniz."

"VATANDAŞIMIZA DEĞER VERİYORUZ"
"Mağdurları yargılamanın bir süresi temel bir unsuru olarak  değerlendirdik. Bur çerçevede mağdurlara davaya katılma, soruşturma aşamaları hakkında bilgi alabilme hakkını sağladık. yine adli görüşme odalarını kurduk. Uzmanlar marifetiyle burada ifadelerinin alınması, yargısal süreçlerin alınması çerçevesinde çalışmalar yaptık. Bu uygulamayla 41 Bin görüşme bugüne kadar gerçekleştirildi. Elazığ adli görüşme odamızda da 141 görüşme yapılmış durumda. Bu rakamların her biri klasik bir sayı değildir. Bir insan hikayesidir. Bu insanların hayatına dokunulmuş, bu mağdurların elinden tutunulmuş, uzmanlar marifetiyle yargısal destek sunulmuş. Bir diğer yeniliğimiz de yaklaşık 5 aydır başlayan bir uygulama. Bir konudan dolayı mağdur olan bir kişi şikayet ettiği zaman şikayetinin sonucunda savcılık ne işlem yapmış, adliye ne işlem yapmış ona bunun sonucu gelmiyordu. Duruşmanın bilgisi geliyordu. Şimdi vatandaşımıza dava sürecinin her aşamasının sonucunu bildiren bir uygulamayı başlattık. Devlet adeta vatandaşa hesap veren, vatandaşa sonucu bildiren bir anlayışla, yaklaşımla bu uygulamayı başlattık. Bu, vatandaşa verdiğimiz değer anlamında da çok önemli bir düzenleme olarak karşımıza çıktı."

"MADDİ DURUMU YETERSİZ OLAN VATANDAŞIMIZA ADLİ YARDIM YAPIYORUZ"
Yine adli yardımla ilgili maddi durumu yetersiz, elverişli olmayan vatandaşlarımızın da yanında olmaya devam ettik. sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki Türkiye, sosyal devlet anlayışıyla da bütün dünyaya model olmuş bir ülkedir. Bunun adli anlamda da çok yakın bir şekildeki örneklerinden birisi adli yardım konusunda ödeme gücü yoksun olan vatandaşımızın yanında olmaktır. Bu yıl hukuk davalarında adli yardım için 153 Milyon Lira harcama yaptık. Yine ceza soruşturmalarında avukat görevlendirmeleri için de 444 Milyon Lira ödeme yapıldı. 2021'de adli yardımdan tam olarak 580 Bin vatandaşımız istifade etti."

"ÖNEMLİ UYGULAMALAR YAPTIK"
"Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüklerimizin kurulmasıyla birlikte bu anlamda çok önemli uygulamalar yaptık. Vatandaşımız zaten suçtan mağdur olmuş, kadın şiddete maruz kalmış, yaşlı, engelli bir suça maruz kalmış, bir de onu duruşma salonunun içeresinde failiyle yüz yüze getirerek tekrar o travmayı yaşatmayalım istedik. Fail hakimin, savcının huzurunda olsun, yargılama devam etsin ama suçun mağduru bir daha o kişinin yüzünü görmesin, bir daha onu örselemeyelim diye bir uygulamayı başlattık. Uzmanlar marifetiyle yargısal süreci takip ediyor ve konu neyse orada çok daha uygun ortamlarda bu çalışmaları hep birlikte yapıyoruz."